Blog

Antik Çağ’ın 101 hali

101 Soruda Antik Çağ, Antik Çağ’a ait gündelik yaşamdan kesitler sunarak, bunların dönemin bütünündeki yansımalarını kritik sorularla belirlemeyi amaçlıyor.

Antik Çağ profesörü Stefan Rebenich’in yazdığı 101 Soruda Antik Çağ, dünya tarihinin bir dönemine damga vurgu yapmakla kalmayıp, onu kendinden sonra gelen zamana da sarkıtmış Antik Çağ hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için az ama öz nitelikte bir kitap.

“Antik Çağ” kavramının evrensel olarak bir tanımı yoktur. Bununla ilgili kronolojik kapsam ve mekânsal sınırlama bile tartışmalıdır. “Antik Çağ” kavramı, Latince “eski” anlamına gelen antique kelimesinden türemiştir. Bu nedenle bir kültürün “eski tarihi” ile ilgilidir. Örnek olarak, Yakın Doğu, Çin, Hindistan, Afrika ve Latin Amerika’daki farklı kültürlerin antik çağlarından söz edebiliriz. Akdeniz bölgesindeki Greko-Romen antik dönemini Antik Çağ olarak adlandırmak âdettendir. Bunun da tarihsel nedenleri vardır: Antik Çağ’ın hümanizm döneminde yeniden keşfedilmesinden bu yana, özellikle Avrupa’da -ve daha sonra Kuzey Amerika’da- politikacıları, sanatçıları ve bilim insanlarını kendine çeken Yunan ve Roma kültür çevresi oluşmuştur. Yunan şiiri ve felsefesi örnek olarak kabul edilmiş ve Yunanlardan gerçek insanlığı öğrenmek isteyen yalnızca Goethe (1749-1832) de olmamıştır. Öte yandan, insanlar Romalılardan siyasi istikrarın ve kalıcı gücün sırlarını öğrenmeyi umut etmiştir. Roma İmparatorluğu, büyük imparatorluğun yükselişini, tamamlanmasını ve çöküşünü incelemek için örnek olarak kullanılmıştır. 18. ve 19. yüzyılların sonunda -neo-hümanizm çağında- Yunan ve Roma uygarlığı, diğer tüm kültürlerin kıyaslandığı ve günümüz için örnek olduğunun vurgulandığı çağlar ötesi büyüklüğün “klasik” normu olarak görülmüştür.” Antik Çağ’a ilişkin bu girizgâhın genel ve tatmin edici bir açıklama olduğu muhakkak ancak MÖ 2500 yılında başladığı varsayılan bir dönemin, yukarıda belirtildiği gibi “günümüz için örnek olduğunun vurgulandığı çağlar ötesi büyüklüğü” nitelemesi devreye girince, Antik Çağ’ın önemini kavramanın önemi daha da berrak hale geliyor. Zira sosyo-politik lügatta sıkça denk geldiğimiz “bugünü öğrenmek için geçmişe bakılmalı”dan çok öte bir tarihten bahsediyoruz. Ve bu sadece zamanla alakalı da değil. Sanattan siyasete, toplumsal dönüşümlerden dine kadar pek çok konunun kökeni bu sürecin içinde yatıyor. Bern Üniversitesi’nde Antik Çağ profesörü olarak görev yapan Stefan Rebenich’in yazdığı, Say Yayınları’ndan Dr. Burcu Öztürk çevirisiyle yayımlanan “101 Soruda Antik Çağ”, dünya tarihinin bir dönemine damga vurgu yapmakla kalmayıp, onu kendinden sonra gelen zamana da sarkıtmış Antik Çağ hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için az ama öz nitelikte bir kitap.

Stefan Rebenich’in bir tanıtım broşürü gibi hazırladığı 101 Soruda Antik Çağ, öncelikle Antik Çağ’ın epistemolojik zeminine bakarak başlıyor. Buradan dönemin sosyal yapısını içerek aile kurumuna, kast sistemine göz gezdiren kitap, din ve tarikatları ritüellerle, fenomenlerle, adetlerle birlikte ele alıyor. Dönemin ekonomik, teknolojik sistemini ordu ekseninde inceleyerek devam eden kitapta, sanat ve edebiyata ayrı bir parantez açılarak, özellikle Antik Yunan’da ortaya çıkan, gelişen, serpilen ve birçok konuya da sirayet eden kültürü incelemeye alıyor. Eğitim, çevre, kadın-erkek ilişkileri gibi konular hakkında da okura sorular yöneltilirken Roma İmparatorluğu’nun yıkılışı ile birlikte bir “dönem” de sona eriyor.

101 Soruda Antik Çağ, Antik Çağ’a ait gündelik yaşamdan kesitler sunarak, bunların dönemin bütünündeki yansımalarını kritik sorularla belirlemeyi amaçlıyor. Örneğin, ailenin ne anlama geldiğinden bir çocuğun doğumundaki kutlamalara, alametlerin hangi anlama geldiğinden Hıristiyanlığın yükselişindeki faktörlere, Roma ısıtma sisteminin nasıl çalıştığından Homeros ve Truva savaşı hakkında bildiklerimiz ve bilmediklerimize kadar uzanan geniş bir yelpaze, Antik Çağ’da ne olup bittiğine, nasıl olup bittiğine ışık tutuyor.